Hepimiz bunu daha önce de hissettik: bu
sebepsiz gülümsemeye, özgürlüğün rüzgarını solumaya, yolda olmanın getirdiği iç
huzuru, hafifliği hissetme ve kendinize bir anı yalnız egzoz sesiyle paylaşma
ihtiyacı. Bu, kulağa biraz özensiz ve aşırı şiirsel gelebilir, ancak tam olarak
tanımladığım hissi biliyorsunuz ve bunun çok az şey ile karşılaştırabileceğini
biliyorsunuz. Görünüşe göre, bu sadece bir “duygu” değil – Bu bize gerçekten
iyi geliyor.
Milwaukee şirketi sürücünün motosiklet sürmesinin fiziksel etkileri hakkında bir araştırmayı finanse etti. UCLA’nın Semel Sinirbilim ve İnsan Davranışı Enstitüsü ile işbirliği içinde, 50 yaşın üzerinde olan biniciler arasında motosiklet sürüşünün beyindeki etkilerini belirlemek amacıyla bir çalışma yürütülmüştür.

Çalışmaya katılan tüm biniciler, beynin elektriksel aktivitesini tespit eden elektrotlarla kaplı bir tür duş başlığı benzeri mobil bir elektroensefalograma (EEG) bağlandı. Daha sonra motosikletleriyle serbest bırakıldılar. Deneklerin beyin aktiviteleri ve hormonları da motosiklet sürerken ve dinlenirken izlendi.
Araştırmacıların gözlemlediği, motosiklet yolculuğun katılımcıların stres seviyesini düşürdüğü (stres biyobelirteçlerinde yüzde 28 azalma), kalp atışlarını hafifçe artırdığı (20 dakikalık bir sürüş kalp atışını yüzde 11 artırdığı), uyanıklıklarının yanı sıra adrenalin seviyeleri (27 – daha fazla) ölçüldü.
Bu demek oluyor ki, bir daha ki sefere halsiz hissettiğiniz ya da stresli bir günün sonunda eve döndüğünüzde, geriye dönmenin ya da gerginliğin bir kısmını hafifletmenin cevabı bir yolculuk için dışarı çıkmak kadar basit olabilir. Bilirsin, ceketini ve kaskını alıp kendini başka bir yere atmak için iyi bir nedene ihtiyacın olursa. Şimdi dışarı çık ve motosiklet sür, doktor emri !